Beslenme dostu okul ünvanına sahibiz
Dengeli ve akılcı beslendiğiniz takdirde, beyniniz daha iyi, daha berrak çalışır, hafızanız güçlenir. Veriminiz, bağışıklığınız artar, hastalıklara karşı daha dirençli hale gelirsiniz, cildiniz sağlıklı olur. Kısaca daha kaliteli bir yaşam sürersiniz.
20.000´e yakın kişiyi kapsayan gözlemsel bir çalışmada, günde en az dört fincan kahve tüketen insanlar, hiç veya nadiren tüketilenlere kıyasla% 64 daha düşük erken ölüm riski yaşıyorlar. İnsanlar 45 yaşına geldiğinde riskin azalması daha önemliydi, bu yaşlandıkça kahve tüketmenin daha faydalı olabileceğini düşündürüyordu. Bu bulgular, düzenli veya kafeinsiz kahve tüketmelerine bakılmaksızın, kahve içenlerin daha uzun süre yaşadıklarını tespit eden başka bir büyük gözlemsel çalışmanın sonuçlarını yansıtmaktadır.
Kahvenin ayrıca tip 2 diyabet, karaciğer hastalığı, kolorektal kanser, Alzheimer ve cilt kanseri gibi birçok hastalığın riskini azalttığı gösterilmiştir. Kahve tüketimi birçokları için sağlıklı görünse de, diğerleri dikkatle ilerlemelidir. Örneğin hamile kadınlar, kafeinli kahve alımlarını dikkatlice sınırlamalıdır. Kahvenin kemik sağlığı üzerindeki etkilerine gelince, kahvede bulunan kafein kalsiyum kaybına neden olabilir, ancak muhtemelen endişelenmeye değmez.
Vücudumuzdaki her molekül, hücre, doku ve organ canlı kalmak ve çalışmaya devam edebilmek için suya ihtiyaç duyar. Su içmek, yaşamımızı sürdürmemize yarayan bir terapidir.
Birincil içeceğimiz suyun yerine gün içinde kahve, çay vb. birçok farklı sıvı tüketebiliyoruz. Peki 1 ay boyunca özel bir su rejimi uygulasaydınız ve sadece su içseydiniz sonuç ne olurdu?
Biz size söyleyelim, vücudunuzda inanamayacağınız şekilde iyileşme olacak!
Sadece su içtiğinizde beyniniz suya olumlu tepkiler vermeye başlıyor. Beynin verimli çalışması için tonlarca oksijene ihtiyaç duyduğundan, su da büyük bir oksijen kaynağı olduğundan beyin gücünüz artacaktır. Su içmek, düşünmenize ve odaklanmanıza yardımcı olur. Ayrıca size keskin ve hızlı bir düşünme becerisi sağlar. Günde 8 ile 10 bardak su içmek bilişsel performansı % 30 oranında arttırıyor.
Su içmek, cildimizi yeterince nemli tutarak yaşlanmayı yavaşlatmaya yardımcı olur. Cildinizi nemlendirir, sağlıklı, yumuşak, dolgun, parlak ve genç bir cildiniz olmasına yardımcı olur.
Slovak bir atasözü "Saf su dünyanın ilk ve en önemli ilacıdır." der. Hiç de haksız değil! Su, optimal vücut fonksiyonlarının yenilenmesi için bir katalizör görevi görür. Yeterli miktarda su içmek karaciğerinizin ve böbreklerinizin performansını destekler. Bu organlar da kanınızdaki toksik maddeleri, atıkları ve tuzları yok eder.
Su, kalbin sağlıklı olmasına yardımcı olur. Kanınızın sulanmasını sağlayarak ve kan basıncınızı düşürerek kalp krizi riskini azaltır. Yatmadan bir saat önce bir bardak su içmek kalp krizi veya felç riskini büyük oranda önlüyor. Su aynı zamanda kalbin organlara taze oksijenli kan göndermesini kolaylaştırır. Araştırmalar, günde 5 bardak su içtiğini belirtenlerin günde 2 bardaktan az su içen kişilerden % 41 oranında daha az kalp krizi geçirdiğini ortaya çıkarmıştır.
Su, kıkırdağı yeniden yapılandırmaya yardımcı olur. Bu nedenle hareket gerginliği ile tetiklenen eklem hasarını azaltır. Yeterli miktarda su alımı vücut esnekliğini arttırıyor.
30 gün boyunca sadece su içtiğinizde vücudunuz can sıkıcı, zararlı toksinleri ve atık maddeleri vücudunuzdan atacak. Bu da vücudunuzu daha temiz yapacak ve fazla yağlarınızdan kurtulmanızı sağlayacak.
Araştırmalar, gün boyunca içilen suyun diyetinizden bağımsız olarak daha dinamik bir metabolizma yarattığını söylüyor. Sabahları uyandıktan sonra 1 bardak su içmek metabolizmanızı %24 oranında hızlandırır.
Yapılan araştırmalara göre, çocukların organik sebze ve meyve tüketmeleri vücutlarındaki, tarımda kullanılan kimyasal böcek ilacı miktarını önemli ölçüde azaltmaya yardımcı olmaktadır.
Konut yapımında aşamalı olarak kullanımdan kaldırılan ilaçlar, tarım alanında çokca kullanılmaktadır. Bu ilaçların yüksek miktarda kullanımı tarım işçilerinin ölümüne sebep olmaktadır. "Environmental Health Perspectives"in kasım ayında yapılan araştırmasına Oakland şehrinde yaşayan 20 ve tarım şehri olan Salinas’ta yaşayan 20 çocuk katılmıştır. Çocuklar 4 gün boyunca geleneksel beslenme düzeninden (tarım ilaçlarıyla üretilmiş sebze ve meyvelerin tüketildiği beslenme şekli) sonra 7 gün boyunca organik beslenmeyi takip etmiş ardından 5 gün boyunca geleneksel beslenme düzenine uymuşladır. Çocuklardan günlük olarak alınan idrar örneklerinin %72’sinde ilaç kalıntılarına rastlanmıştır. Tespit edilen 6 çeşit kimyasal maddenin 2’si organik beslenme zamanında %50 oranında azalma göstermiştir. Bitkileri öldüren madde oranında da %25 oranında azalma görülmüştür. Bu kimyasal maddeler, Salinas’ta yaşayan çocuklarda daha fazla görülmüştür.
Kaliforniya Üniversitesi’nin çevresel araştırma ve çocuk sağlığı bölümünündeki araştırmanın başındaki Bradman, “ Beslenme düzeni, bu tarım ilaçlarına maruz kalma durumumuzu belirlemek için iyi bir kanıttır. Organik beslenme düzenini seçerek bu zararlı maddelerin etkilerini de azaltabilirsiniz.“ diyor.
Çocukken duymaya, bazılarınızın da kullanmaya alıştığı balık yağı anneler tarafından çok rağbet görür. Çocuklarının beyin gelişimi için önemli olduğunu düşünür. Peki annelerin verdiği balık yağı ne için tüketilir? Genellikle balık yağında bulunan Omega 3 gerçekten faydalı mı? Omega 3 hangi besinlerde bulunur? Vücut için gereken Omega 3 miktarı nedir? Kimler Omega 3 kullanabilir? İşte Omega 3 ile ilgili merak edilenler...
Su insan yaşamı için hayati bir önem taşımaktadır. Vücudumuz pek çok hayati işlevi yerine getirebilmek için suya ihtiyaç duyar. Su yetişkin bir kişinin vücut ağırlığının %60-70'ini (2/3'ünün) oluşturur.